1. Havaalanında taksi bulmak sorun olabilir. Dışarıda genelde üç veya dört taksi oluyor,
onlarda dolup gidince yeni bir tanesinin gelmesi uzun sürebiliyor. Danışmadan size bir taksi
çağırmalarını rica edebilirsiniz. Bekleyen taksileri yakalarsanız resmi ücret 15 euro. Normal/
dürüst bir taksi için ücret havaalanı-şehir merkezi 8 euro civarı. Otobüs ve tren istasyonu aynı
yerde. Üşenmezseniz otobana yürüyebilirsiniz. Saat başı otobüs var ama havaalanından şehre
otobüs yok.
*Ben otoparka yürüyüp elimdeki haritada şehir merkezini işaret ettim, 10 euro gösterdim,
arabanın sahibi seve seve bıraktı. Genel olarak gezginlerin kullandığı yöntem bu.
2. Kotor’a çok sık otobüs var. Kuzeyde Kolasin’e de oldukça sık tren ve otobüs var. Trenler
güvenilir değil. En az 1 saat rötarı hesaba katmalısınız. Ben Kolasin dönüşü 3 saat bekledim,
hava kararıyordu, tren hala gelmemişti, pes edip otobüs durağına indim. (Tren istasyonu dağın
tepesinde, istasyon ise şehrin eteklerinde) Otobüse binerken size söylemedikleri bir şey var –bilet
ve koltuk sayısı tutmayabiliyor. Yani iki saatlik yolu ayakta gidebiliyorsunuz. Size söylemedikleri bir
şey daha var, virajlı dağ yolunda kamyonların arkasında kalabiliyorsunuz. O zaman iki saatlik yok
saatte otuz km ile gidilen dört saatlik işkenceye dönüşebiliyor. Şansıma yan yana oturan iki genç
kızdan biri diğerinin kucağına oturup bana yer verdi de son iki saatte ölmedim. Ama insanlar böyle
şeyleri hep yapıyor. İnanılmaz nazik ve yardımseverler.
3. Podgorica bir günlük bir şehir. Nehri takip edip Roma harabelerine gidebilirsiniz. (1 Saatlik
yürüyüş yolu). Bir harita alın, başka birşeye ihtiyacınız olmaz.
Nehirde yüzülebiliyor. Milenyumdan sonra yapılan Milenyum köprüsünün ayağının dibinde enfes
bir yüzme noktası var. (Zaten aşağı inen merdivenler ve eğlenen insanlar görülüyor.) Akıntı güçlü
değil ama belirlenen yerlerde yüzmekte fayda var. Su buz gibi.
4. Kolasin. (Kolaşin) Enfes bir dağ kasabası. Otobüsü tercih edin. Küçük bir yer. Bütün Montenegro
ucuz ama bu bölge yazın daha da ucuz. Kuzeye, Ulusal Park’a çıkarken veya Manastırı ziyaret
edecekseniz bu şehre uğramamak olmaz. Turist info’nun hemen karşısında sırtı görülen bina
aslında bir restoran. (Restoran sorarsanız önce orayı söylemiyorlar. Biraz ısrar ederseniz,
siz nerede yiyorsunuz falan derseniz ancak öğreniyorsunuz.) Girişi bulmak zor –zor dediğim
üşenmeyip binayı dolaşmak gerekiyor. Ama 3 euroya enfes kuzu yiyebileceğiniz çorbalarıyla
meşhur bir yer. (Çorbalarıyla meşhur diyorum çünkü orada oturduğum sürede herkes çorba
içmeye geldi.) Çok ilginç binalar var. İçinden su çıkan bir ağaç var –ki bir benzerini görmemiştim.
5. Montenegro’da sular enfes. Cilt bakımına o kadar para harcayacağınıza burada yüzünüzü
yıkayın. (THY 300 ytl.ye uçuyordu. Gerçekten cilt bakımı parasına bu ülkeyi gezebilirsiniz.) Şehir
suyu içiliyor.
6. Pazar günleri çoğu yer kapalı. Ama her yer değil. Açık market bulmak mümkün. Eminim başka
yerlerde de vardır ama bulamazsanız Katedralin (hiç bitmeyen dev Ortodoks katedrali) oradaki
market ve su satan büfeler açık.
7. İngilizce bilen sayısı ortalama. Ama bilmeseler de bir şekilde yardımcı olmayı başarıyorlar.
Yer tariflerinde son derece yaratıcılar. Kaba yanıtlar veren veya yürüyüp giden kimseyle
karşılaşmadım.
8. Pazar ATM’lerde para olmayabiliyor. En garantili yer meydandaki ATM. Ama üzerinizde para
bulunsun, yoksa Pazar Pazar parasız kalabilirsiniz.
9. Barlar sokağının (Njegoseva) ortasında Ortodoks kilisesinin yemek servisi yapan bir yeri var.
Barlarda pancake tarzı yiyecekler bulmak mümkün ama kilisenin yerinde çok ucuza bir sürü şey
yiyebiliyorsunuz. (1-2 euroya). Yeri bulmak kolay, bütün bar/restoranların dışarıda masası var,
onların yok.
10. Yöresel yemekler için –birkaç yer deneme şansım oldu, meydandaki restoranlar
lezzet açısından en iyileriydi. Fiyatlar pahalı bir yerde 15 euro, ucuz bir yerde 2 euro.
11. Rakı denilen içkinin bizim rakımızla bir ilgisi yok. İlginç bir içki, ben hoşlandım. Biraları güzel.
Şaraplarında iş yok.
12. Latin harfleri kullanmıyorlar ama bir süre sonra sokak adlarını çözmeye başlıyorsunuz.
13. Milenyum köprüsünden sonraki köprünün (yanılmıyorsan Gazela) dibinde geceleri içmek için
enfes bir bar var. Sarhoş olursanız yukarı çıkamayabilirsiniz çünkü iniş ve çıkış iyi aydınlatılmamış.
Canlı müzik, Türkçe şarkılar da söylüyorlar. Fiyatlar ucuz.
14. Şehirden havaalanına giderken taksiye binmeden önce pazarlık yapın. Taksiler turistleri
kazıklamaya hevesli. Kapısında durak adı/telefon numarası yazmayan taksiye binmeyin.