11 Ocak 2008 Cuma

Gnostein

Benim gibi bir cahilin kendisinde övdüğü baudrillard’yı indirgemesi ne’ye bağlanmalı. Zırh koruyucusu! Zırh’ın ne’liğini kavramak için bu metin. Tembelliğiniz ya da hazırlopçuluğunuzdan neyin ne olduğunu kendiniz düşünüp karar veremez hale gelmişseniz bu konuda düşünen her hangi bir yetkilinin, adı ne olursa olsun eline ağzına bakarsınız. BU işlemin adına da kültürlü olmak dersiniz. Hadi or’dan cahiller!

Elbette Baudrillard her hangi bir yetkiliden daha yetkin bir seçim kabul edilecektir. Daha kalifiye bir bagaj. Anlamak’la niye gurur duyulmasın. Kafa basmasının anlakla aynı köşede olduğu nerde duyumsanabilirliğini yitiriyor. Doxa’nın epistemeyle bütün bağlarını kopartalım. Bütün yabancılaşmayı depresyon adıyla paketleyerek müthiş çocuklar olalım. Çok farklı us gerçekleşmeleri. Evet, evet, evet.. Alkışları duyar gibiyim.

Burada duruyorum. Bu bir ayrılma. Otuzuna geliyorsun. Yukarıda kullandığın terminolojiyle konuşmuş olduğun kaç konuşma var hayatında. İndirgendin. Psikoza dönüştürüldün. Ayrıştırıldın.

Bu bir ayrılma.

Boyutluluk olasılıkları çokluğu. Hepiniz olanaklar deposusunuz bu anlamda. (Türk başat aydın sınıfı epk sever “potansiyel” lafını). Hiyerarşi sizin izleniyor olma bilinciniz. Ancak edebi metinlerde reddebildiğiniz izlenme korkunuz. Sosyal bilinç bilinmekle başlar nasıl’la devam eder. Peki’ sevgili Derrida, seni de ol’du-r-alım.

Sizin günlüğünüzde kaç parantez var. Ben benimkileri köşeledim, yuvarlaklar yetmiyor bana. Köşeden düşüyorum.

Bu sefer bir kalıba sokulamamak adına düşüncelerimi açıklıyorum: Sorun bana nereden buldun onları diye. Yalvaç olarak Muhammed’i tanıyan mı daha aziz eski yunan lafazanlarından mı.

Gerçeği basitle. Gerçek basit.

Ey okuyucu, dna’na senden daha fazla saygı duyuyorum. [Çok kısa bir iç soruşturma duraksaması. Hayır, kendimi severim.]Senin insanlaşma adaylığını sevmiyorum ama.

Z. Heyzen Ateş, Varşova, 2004

Hiç yorum yok: