12 Ocak 2008 Cumartesi

WEBART

WEBART

Webart kelimesine baktığınızda bir çoğunuzun web ve art kelimlerini bir çırpıda seçebildiğine eminim. Anlayabileceğiniz üzere "webart" internette yer alan sanat çalışmalarını kapsayan bir alt başlık; son on yılda kendini ortaya koymuş yeni bir üretim biçimi.

Picasso'nun Guernica'sını internete koyduğunuzda webart oluyor mu peki'? Elbette hayır. Şunu anlamak gerekiyor, bir işin-sanat eserinin yer aldığı platform değil, içinde ve içine üretildiği platfor o sanat eserinin sıfatlarını belirler. Bu belirlemede en önemli etkenlerden biri de kullanılan malzemedir. Webart'ta kullanılan malzemenin temelini rakamlar, 1 ve 0'lardan oluşan bilgisayar kodları oluşturur.

Eser, internet ortamı üzerinde ve internet ortamı için hazırlanmış olmalıdır. Bu tip işleri bazen galerilerde ya da sergilerde açık bilgisayar vasıtasıyla izleyicilere sunulmuş olarak bulabilirsiniz. Açık bir bilghisayar vasıtasıyla diyorum çünkü webart işleri devingendirler. İnternet oratmının interaktif projeler üretmeye ne kadar elverişli olduğunu keşfeden genç sanatçılar tarafından üretilmektedirler.

Bu da bu sanat alt başlığının ikinci ve onları diğer sanat eserlerinden bir gömlek üstün kılan özelliğini ortaya koyar: İzleyicinin söz hakkı vardır. İşler, izleyicinin söz hakkı düşünülerek tasarlanmıştır. Onun seçimlerine göre değişirler. Gerçek hayattta yer alan sanat eserlerinin bu etkiyi yaratmaları zordur -her ne kadar özellikle Hollanda'da bazı galeriler izleyicinin yürüe yolunu kontrol etmesini/seçmesini sağlayarak resimler ve fotoğraflarla farklı öyküler elde etme gibi yollara baş vuruyorlarsa da bunun etkisi aynı değildir.

Çeşitli fotoğrafların, kısa metraj film karelerinin, dijital tasarımların, 0 ve 1'lerden oluşan programlara yerleştirilerek hazırlandığı bu işler çok uluslu ve birçok türde eserler hazırlayan insanların bir prgramcı eşliğinde bir araya gelesiyle hazırlanıyor.

İnternette bu tür işlerin yer aldığı en önemli platformlardan biri http://adaweb.walkerart.org . Ne yazık ki türk sanatçılardan çok azı bu tip işler ürettiklerinden ve üretenler de ingilizce üretmeyi tercih ettiklerinden içinde tekstlerin yer aldığı ürünlerin genel dili ingilizce. Ancak özellikle Group Z (Zuper) olarak kendini adladıran ve üyeleri projelere göre değişen ama çoğunluğu Belçika kökenli grubun işleri benim favorilerim.

Bu işlerin çoğunun altında ciddi felsefi metinler ve sosyal gözlemler var. "İ confess" (itiraf ediyorum) işinn parmaklıların kapanmasıyla başlaması, Love (aşk) isimli işin bir bulmacaya benzemesi hep bilinçli yapılmış tercihler örneğin. İzleyiciyi de bulmacayı çözmeye ve düşünmeye zorunlu kılan eğlenceli ve hatta sürükleyici projeler bunlar.

Webart'ın bir diğer özelliği de sanatçıya geniş bir özgürlük sunması. Çünkü çoğunlukla çok az bir maliyet gerektiren bu tip projeler yapmak için yetenek yeterli. Normalde ürettiklerinizi sunmak için ihtiyaç duyduğunuz galeri vb gibi ekonomik yükümlülüğü olan mekanların yerini internet aldığından kendisinden başka kimseye karşı bir sorumluluğu olmuyor sanatçının.

Ayrıca projeler internet ortamında olduğu için dünyanın dört bir yanından ilgilenenlerin ulaşımına da açık oluyor. Kelimenin tam anlamıyla "dünyaya açılmış" oluyorsunuz. Ve bu tür projelerle ilgilenenlerin sayısı da gün geçtikçe arttığından (kimi için sadece bilgisayar başında oturmaktan sıkılmaktan kaynaklansa da bu merak) az biraz bilinen bir internet sitesi her gün ortalama bir müzenin bir kaç katı insan tarafından ziyaret ediliyor.

Dileğimiz elbet bir gün türk sanatçların da işlerinin bu tip platformlarda dünyaya sunulması, bu şekilde üretilmesi. Ama belki de sanatın klasik anlamıyla bile yerine tam oturmadığı bir hedef kitlesini de sanatçısını da oluşturamadığı bir zamanda bu çok fazla şey beklemek oluyor...

Z. Heyzen

Hiç yorum yok: